Amazonlar
Amazonlar klasik ve Yunan mitolojisinde tamamen kadın savaşçılardan oluşan tarihi bir ulus. Tarihçi Herodot’a göre Amazonlar Sarmatia’nın Scythia ile sınır bölgesinde yaşamışlardır. Amazonların öne çıkan kraliçeleri arasında Truva Sa
vaşında yer alan Penthesilea ve kardeşi Hippolyta sayılabilir. Amazon savaşçılar genellikle Yunan savaşçılarla savaşırken resmedilmiştir. Helenistik ve Roma çağı tarihte Önasya’ya birçok Amazon saldırısından bahsedilir. Antik Çağda Amazonlar birçok tarihi kavimle ilişkilendirilmiştir. Günümüzde amazon ismi genel olarak kadın savaşçı ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Daha iyi ok atabilmek için bir göğüslerini kestikleri çeşitli kaynaklarda rivayet edilen ve birçok efsanede adları geçen amazonların gerçekten yaşayıp yaşamadıklarına dair belirsizliğin bir dayank noktası vardır. O da Amazonların ataları olan Sarmatyalılardaki kadın savaşçıların gerçöekten var olduğudur. Bir efsane bile olsa Amazonların dayandığı temel gerçeklik burasıdır. Bu gerçkelik arkeolojik kazılardan da anlaşılmaktadır.
Peki dünya amazonların elinde olsaydı ne olurdu? Kadınların hayatının erkekler yüzünden mahvolduğunu göz önünde bulundurursak belki de pek de kötü olmazdı :)
17:17 | | 0 Comments
Kader ve Şans
Çevremde bir çok insan hayatındaki olumsuzluklardan başka bir deyişle kaderden yakınır. Azınlık bile sayılayamayacak diğer bir grupsa şansın ondan yana olduğunu savunur. Geçenlerde okuduğum bir yazıda hayatımızı şekillendirdiğini düşündüğümüz bu 2 kavramdan bahsediyordu. 'Hayatımızda yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunda kader deyip geçeriz. Kader olur da istediğimiz bir şeye ulaşmamızı sağlarsa ona şans deriz. Geri kalan zamanlarda o hep kaderdir'. Peki kaderimizi kendimiz mi yaratırız? Gerçekçi olduğunu savunan bir çok kişi belki de bu soruya evet der. Ama bence kaderimizi değiştireceğini düşündüğümüz kararları da gene hayatın bize verdiği sınırlar içerisinde veririz. İşte burda önemli olan mesele kararlarımızın ne olduğu değil, onu belirleyen sınırları zorlamak.
14:31 | | 0 Comments
Nermin Bezmen 'Kurt Seyt & Shura'
Arkadaşlar yine bir kitap tavsiyesi ile karşınızdayım. Günlük hayatın stresinden zaman buldukça bu şekilde sıyrılabiliyor insan. O yüzdendir ki sık sık karşınıza çıkacağım tavsiyelerle. Geçen hafta bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine okudum bu kitabı ve bambaşka bir dünya ile karşılaştım. Savaşın, fedakarlığın, bağlılığın, aşkın bu denli etkileyici bir üslupla anlatıldığı bu yaşanmış hikayeyi okurken hikayenin kahramanları ile yeri geldi hüzünlendim yeri geldi heyecanlandım. Rusya'ya ve Ruslara karşı sempati uyandıran 'Kurt Seyt&Shura' zaman ayırıp okunulması gereken eserlerden.
13:23 | | 1 Comments
bayılıyorum ekşisözlüğe :)

Meraba arkadaşlar. Biliyorsunuz son bir kaç gündür dünya 'Bush'a atılan ayakkabı' olayını konuşuyor. İnternetten haberleri takip ederken bu konudaki espirilere rastladım :)
Ekşisözlük kullanıcıları protestoyu eğlenceli şekilde yorumladı. Bu yorumlardan bazıları şöyle:
*Bush'da sağlam refleks, ayakkabıyı fırlatanda da mangal gibi yürek olduğunu gösteren olay.
* Tüm Ortadoğu halklarını derinden üzen olay. Gönül isterdi ki suratının ortasına denk gelsin.
* Ayakkabısını fırlatan ıraklı vatandaşın Amerikan beyzbol ligine transferi söz konusudur. En azından Bush'un kafasının yarılması ve biraz kan kaybetmesini isterdim her ne kadar akıttığı kanların yanında bir kaç damlanın önemi olmasa da...
* Yakında o ayakkabılar ebay'da satışa çıkar.
* Tek mağduru ayakkabı olan eylem. Atıla atıla Bush'a atıldı.
* "Özgürleşmiş" ve "demokratikleşmiş" Iraklının yaptığı.
* Ayakkabı fırlatmasından ziyade Bush’un refleksine şaşırdığım olaydır. O ne refleks Matrix misin ulan saniyede beşbin çekim yapan makinelerle ağır çekim izlemek mümkün olsa Bush un tepkilerini daha iyi görürüz gibi.
* Bush'un Irak'a getirdiği demokrasinin taahütlü iadesidir.
* Güdümlü anne terliği kadar etkili olamayan Irak ayakkabısının hikayesi. Her ne kadar Bush pişkinliğe vursa da, en azından kürsüde sağlam bir prestij sarsıntısı yaşadı...
* Bush'daki reflekslerinin kaleci Volkan'dan bin kat daha iyi olduğunun gostergesidir. Hazır bonservisi de elindeyken kaçırmayalım biz bunu Aziz baskan!
* George W. Bush'un omuriliğinin (beyninin aksine) hayli gelişmiş olduğunu görmemizi sağlayan olay.
alıntıdır.. (http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=912845&Date=17.12.2008&CategoryID=81)
10:35 | | 1 Comments
Twilight (Alacakaranlık)

Stephenie Meyer'in Twilight serisinin ilk kitabı.. Dünyada satış rekorları kırmış ve okuyanı bambaşka bir dünyaya sürükleyen bu seriyi herkese tavsiye ediyorum. İlk 2 kitabını okudum ve diğerlerini dört gözle bekliyorum. Daha fazla bilgi almak isteyenlerin yazarın sitesi ilgilerini çekebilir.
www.stepheniemeyer.com
10:42 | | 0 Comments

Hiç bir yere ait olamamak kadar depresif bir duygu yoktur.. Ne üzerinde uyuduğun yatak senindir ne de seviyorum deyip sarıldığın sevgili.. Sabahları uyandığında gözlerini her açışında ait olduğun yerde uyanamamanın hayalkırıklığını yaşarsın ama nereye ait olduğunu da bilmezsin.. Bu gerçeği bile bile ne bir şeyi sahiplenebilirsin ne de bir başkasının seni sahiplenmesine tahammül edebilirsin.. En eğlendiğin -ya da öyle sandığın- ortamlardam kaçıp sessizliğine gömülmek istersin ve en sevdiklerinden köşe bucak saklanır, nedenini de anlayamazsın.. Kendine yakın bulduğun tek insan tipi senin gibi nereye ait olduğunu bilmeyen, görünüşte bir çok şeye sahip olan ama aslında kendi ruhuna bile sahip olamayan insanlardır.. Yalnızlığı tercih edip kuytu köşelerde huzuru arasan da nereye gidersen git kendi karanlıklarını da beraberinde götürürsün..
10:42 | | 0 Comments